YALNIZ YÜRÜYENLER


Yalnız yürüyenler, sadece yarası saklı kalanlardır.
Kuyunun dibinde bulamamıştır ait olduğu yeri,
Belki duyulmamıştır, sesi kalabalıklar arasında
Belki de seslenişleri boşa kulaç atmaktı kim bilir…
Yalnızlar gizler bütün gerçekleri,
Yürür ama yarası saklı…
Eski bir şarkı dinler bazen,
Maziye sıkı sıkı sarılmak umuduyla.
Anılar belki yaşatır içindeki çocuksu, gün görmemiş gençliğini,
Bazen durulur ve sakin kalır,
Bazen de umutsuz ve pişman…
Yalnızlık saat gibidir aslında,
Akrebe ayak uyduramayan yelkovan misali,
Geçerse aklı kalır, kalırsa durmaz ölür.
Kimileri yalnızlığın ödülünü alır, kimileri kaderini
Yalnızlar anlar sadece keder ve kaderi…
Bir gün kendin olmadığın bir dünya yaşamak mı ? HAYAT
Kendine ait koca bir dünyada yalnız kalmak mı ? HAYAT
Bu sorular karşısın da hala susuyorsan YALNIZSIN…
Yalnız yürüyenler, Sadece yarası saklı kalanlar.
Kuyunun dibinde bulamamıştır ait olduğu yeri,
Belki duyulmamıştır, sesi kalabalıklar arasında
Belki de seslenişleri boşa kulaç atmaktı kim bilir…
Yalnızlar gizler bütün gerçekleri,
Yürür ama yarası saklı…

ZAMAN NELER YAPAR

Acı veriri insana gitmeler
İçini yangın, gözlerini su kaplar
Her şey birbirine zıt, her şey küstah
Sen gelmek istersin, o gider
Bazen de sen gidersin, o gelir
Durmaz aslında sevenler
Öylece gider…

Sonra kapkaranlık bir güne uyanırsın
Sadece onun gitmediğini çok sonraları anlarsın
Bir parçan kopup gitmiştir ardı sıra
Alışkanlıkların gitmiştir…
Hayallerin, umutların gitmiştir…
Hayata direnişin gitmiştir…

Neden diye bir sürü sorular gelir aklına
Neden onu seçtim, neden bu kadar bağlandım..
Neden o sihirli kelimeyi ona söyledim…
Neden kendimi bu kadar küçük düşürdüm…
Cevabını bilmediğin bir sürü neden sıralanır karşında
























Oysaki cevabı onda değil kendinde aramalısın
Söyleyemediğin o sihirli kelimeyi söylemek bir yiğitliktir
Seven gitse de sevdiği toprak atmaz üstüne
Örter üzerini nazikçe,
Akan gözyaşlarıyla sular ve oradan da güller biter
Her gülün dikeni ciğerine batar, yaranı deşer
Bile bile insan ciğerine batacak gül yetiştirir mi ?
Seven yapar bunu ancak…

Fakat zaman sevene neler yapar bilinmez…

BİR GECE BİR KADIN





Bir kadına sırıl sıklam aşık oldum
Oturmuş içiyordu karışımda 
Her hareketini izliyordum,
Yeni çıkmış bir film gibi,
Sessiz ve pür dikkat…
Sonra sadece ben değil herkes izliyormuş gibi geldi
Herkes ona aşıktı sanki
Bira şişeleri aşık ona
Sarhoşlar aşık
Sevgililer aşık
Yalnızlar aşık
Herkes aşık ona
Ve o her şeyi kucaklayacak kadar,
Tüm dünyayı içine hapsedecek kadar koca bir deniz
Dünyaya sığamıyorum,
Ona sığabilirim, sığınabilirim,
Akıntıya kapılıp  sürüklene bilirim
Kanımdaki binbir nevî kimyasalla
Her şeyi bir halisünasyonmuş gibi yaşayıp
Her halüsinasyonu gerçekmiş gibi sevebilirim
Tek başına yeryüzünde dolaşan bir insanım,

Aslında bütün insanoğluyum ben
Yalnız, amaçsız ve ürkek…

Söz vermek gibi…


Önce kısa dönemli bir doğum sancısı ile başlar hayat,
Kulağına okunan bir ezan sesi ile adını koyarlar,
İhtiyaç duyduğun tek şey; Anne sütüdür.
Birde sarıp sarmalayan, seni koruyan melekler.
Acısıyla başladığın yaşamın saf ve temiz dönemleridir bunlar…
Fakat yaşaman gerekir, büyümen gerekir çocuk..
Daha sokaklarda saklambaç oynayacaksın,
Ağaca çıkacaksın, meyve çalacaksın,
Oyuncakların olacak, arkadaşlar edineceksin,
Bazen de huysuzluk edip kıskanacaksın her şeyi..
Kim bilir belki de hayat dair ilk kavganı edeceksin
İlk yalanı söyleyeceksin nedenini bile düşünmeden
İnandırıcılığını kaybedecek yaşam ve ilk defa söz vereceksin…  

Artık büyüdün çocuk yanlışıyla, doğrusuyla bu hayat senin.
Bu dönem biraz aileden uzaksın, üstelik yanı başındaki aileden…
Artık toplum ve sen iç içesiniz, anlayamadığın bir yarışa katıldın.
Toplumun ve kişiliğin savaşıdır bu başlangıç,
Artık seni tanımak zor çocuk, sözlerine ihtiyaç vardır.
Söz vereceksin ve yapacaksın, ilk alış veriş böyle başlar…

Sonra hayata dair her şey inandırıcılığını kaybedecektir.
Sözler ve yalanlar arasında, sancılı bir dönem başladı çocuk…
Aldanacaksın ve zamanla aldatmayı öğreneceksin,
Hislerin ve isteklerin, seni sen yapan değerlerin önüne geçecek,
Kaos dolu bir dönemde, tüm saflığın bitti çocuk
Sen artık bir Adamsın…

Adam gibi adam olmakta zor zanaattır çocuk.
Ya sözlerinin arkasında duracaksın, özü sözü bir olacaksın,
Ya da tutamayacağın sözler vererek, basit insan olmayacaksın
Hayat insana çok şey katar ama; ölümü unutturmaz çocuk !
Ne yaparsan yap sonunu biliyor olacaksın
Belki de hayatın sana hep doğru söylediği tek sözcüktür. ÖLÜM

Söz vermek gibi…

Sen artık bir mutantsın veya vebalı bir yaratık

Şuanda ne yapıyorsun ?
Hayat sana hiç mi güzel meyvelerinden vermedi ?
Bu kadar yalnız olmak yakışıyor mu sana ?
Neden bu kadar bitiksin sin ?
Bunları sana soruyorum çünkü yapacak hiçbir işin yok ve sen bu yazıyı okuyorsun.  Acınası bir durum, ya şimdi hemen kapat yada kabullen ve devam et !!!
    Şuan bulunduğun şehirde bir düzine insan uyuyor çünkü yarın nalet olsası bir pazartei sendromu ile karşı karşıya kalacak. Belki de genç bir çocuk, bugün bir çılgınlık yaptı,  arkadaşlarıyla geç vakte kadar eğlendi ve evine gitmenin hesapları içerisindedir.  Genç bir kız sevgilisine mesajlar yazıyor,  malum ilk zamanlar uykuda tutmaz ya hani, ne o gece biter ne o saatler ilerler. Bir gece bekçisi sessizliği dinler ve hayallere dalar.  Bir adam tv karşısında gecenin yorumlarını izliyordur. Bir bebek uyuyordur şimdi, polis sokak arası bir vardiya daha atıyordur. Bir kamyon şoförü uzun yolu bitirmek için çabalıyor veya bir çorbacıda dinleniyordur. Belki de bir anne geç kalan çocuğunu bekliyordur. Bir kadın uzaklardaki eşini özlüyor veya bir sürü duygusal insan ağlıyordur…

    İnsanlar ağlıyor evet,  insanlar çaresiz kalınca iki göz iki çeşme ağlıyor. Çaresizlikle ağlamak başkadır, utandırır insanı. Çaresizlikle ağlayanlar gizli saklı ağlarlar. İmkansızı bekleyenlerde çaresizdir onlarda utanırlar. Birde bu duygu sendromlarına birazda yalnızlık ilave edersek tarife tamam. Sizler bu şehrin üvey evlatlarısınız….

    Neden bu kadar karamsar takılıyorsunuz anlamıyorum.  Sizler yalnız kalmak istediğiniz için yalnızsınız aslında. Aşık mısın arkadaşım git sev, işsiz misin daha çok çalış, Karamsarlık içine mi işledi düzgün nefes al,  Kalbini mi kırdılar tebessüm et yeter.  Bu dünyada elinden alınacak daha fazla neyin var ?  Saraylar mı sakladın bir köşede hangisinde oturmayı planlıyorsun? Sadece nefes al ve yoluna devam et arkadaşım. Hayatı bizlere yanlış tanımladılar. Hayatın anlamını herkes farklı sergiliyor  ve farklı yaşıyor. Aslında Hayat en güzel yaşlanma biçimidir. Yaşlanmak için bu kadar üzüntüde neyin nesi ? Kafayı mı yedi insanoğlu? Gençlik iksiri sonunda bulundu bizlerin haberimi yok ?   

   Sadece gözlerini  kapat ve düşün,  tüm bu koşuşturmaların bu kendini beğenmişliklerin,  ne yapacağını bilemez halde hayat kargaşasına karışmanın ne kadar mantıklı olduğunu bir düşün. Sana da garip geliyorsa çok kötü bir durumdasın demektir. Tüm dünya çıldırmış ve seni artık kimse anlamıyor olacak. Sen artık bir mutantsın veya  vebalı bir yaratık.
     

Öylesine işte okumadan geç........




Önce bitmiş izmaritleri tek tek karıştırıyorum sonra farklı anlamlar çıkartıyorum ve bunu neden önce söndürmüşüm şu köşede duran bildiğin kemirilmiş bir kemik parçası, sonra neden bunu düşündüğüm geliyor aklıma ve sonra tekrar bir sigara daha yakıyorum.  Oda duman,  bilgisayarın ekranının ışığında dans eden şekilsiz duman dansına takılıyorum, sonra sonra yavaş ve ara ara hızlanan bir klavye sesi ve tekrar koca bir sessizlik…..
Küçük ve can alıcı kelimeler, aynı cümlelerin içinde sıra halinde bulunamayan can alıcı kelimeler. Sonra cümleciklerden kurulu küçük bir hayatın kareleri canlanıyor gözlerimde. Neden sorularına takılıyor aklım. Hani o son gün son gece neden dur diyemediklerim veya neden insanları durduramadıklarım ve neden duramadığım. Akıp giden koca bir zamanın ardından ağıt yakacağım sanmayın. İyi kötü hepsiyle gurur duyuyorum. Öylede yapmalı bence insan. İlk öptüğüm küçük kız ve son beraber olduğum alımlı bayan; hepinizi çok seviyorum.  Kainatın tüm kadınlarını seviyorum. Bakın işte yine oldu ;  aşırı duygu patlaması tekrar bir sigara daha yakıyorum.  Sevgi cümlecikleri bile bir tahrik unsuru, zaten yıldızların neden çiftleşmediklerini hiç anlamamışmıdır. Tüm gece berabersin ve adın yıldız... ( Kayan yıldız candır ;) )


SİYAH SÖZCÜKLER KURUYORUM


Üstünkörü yazılmış, tepeden tırnağa yıpratılmış bir hayat
Karamsar bir serzenişin son can çekişleri heyhaat!
Acımasız bir denge suçlusuna, körü körüne bağlanmak,
Yada karanlık ve kuytu sokaklarda saklambaç oynamak.
Yitik ve solmuş bir tabiat ve anlamsız gözyaşlarına inat
Siyah cümleler kuruyorum, mezarlar dolmuş zihayat.

Karanlık evet koca cüsseli, yalancı bir karanlık
İsyanın hayvanlaştığı kana susamış bir varlık 
Anlamsız fesatlıklar ile zihnimizde yer yaptılar
Kirli oyunların batağında seni sağcı beni solcu yaptılar
Bu da yetmezmiş gibi ellerimizle inançlara zincir taktılar
Kendi soysuz olanlar, çıkarları uğruna bizde ayrım yaptılar

Siyah sözcükler kuruyorum, karanlık fikre düştüm
Her taraf harap eller varlıktan dara düştüm
Zihniyeti körelmiş  koca bir han devrilmiş
Elde tutar yanı yok yaz dedim kışa düştüm......










Bazen İnsanlıktan Sende Çıkacaksın..



        Tamam işte yine saat gece yarısını beş dakika daha geçmiş. Yine sorular sorma tekrar yapma ve yastığa başını koyduğunda yaşam için anlamlar yakıştırmanın yeri ve zamanı. Aslında anlamsızlıkların çıkar çatışmasıdır bu, çözümsüzlüklere neden kazandırma zamanı. Bizler toplum olarak yakıştırmalar yapmanın en üst maharetlerin, en güzel biçimde yansıtarak güzel ruhumuzu rahata kavuşturabilecek kadar asil evlatlarız. Unutulmaması gereken tek şey ben insanım ve mutlaka bir çıkış yolu, kesinlikle  mantıklı bir nedeni vardır düşüncesi.
           
         Öncelikle  ne istediğini bilememek kaydırır insanın ayağını, sonrası zaten bir domindur ve ardı ardına sıralanır tüm çaresizlikler. Yıkıntıdan kendimize eğlenceler hazırlarız. Bunun için emek harcar, zamandan çalarız hatta yorulur ve haketiğimizi sanarız.       Bunu bize algı haline getiren büyüklerimizin de ellerinden öperiz. Başardılar ve her zaman galip geleceklerdir. Artık insan ırkından bir canavar yarattınız. Elinize emeğinize sağlık. Ruh hali stabil dangalak insan sürümlerinin baş komutanısınız tebrikler.



       Piskopat geçinme tarzları ve karaktersizliğin en moda giysileri çıktı sürüme. Kapış kapış satış ve enkaz yığınlarının arasında koca bir defile inşa etmekte bir zanaat meselesi. Geçmiş olsun tüm insan ırkına artık sizler yenik ve yitik kaldınız. Etrafınız kuduz köpeklerle çevrili.
       
        En çokta sessizlikler çıldırtıyor insanı. Yasa sınırları çerçevesinde kayıtsız kalmalar yok mu? Hani sesinin en gür çıkması gerektiği zaman sus pus kesilmeler var ya. Haksızlık karşısında kendimize nedenler yakıştırmamız yok mu? Egemen rezilliğe karşı gelememek ve tüm olanları zamana bırakmalar, umut etmeler , hayal kurmalar yok mu?

        Yok arkadaş yok. Bazen insanlıktan sende çıkacaksın yakacaksın üç kuruşluk mermi, sonra dönüp ana avrat küfredeceksin. 

Herkes birer süpermen


    Düzensiz nefes almak gibidir hayat. Aslında her birimiz engelli kalmışız, fakat özürlü durumumuzdan kimselere söz edemiyoruz o kadar.  Balık hafızalıyız, insanınız ama balık hafızalıyız. Zamana ayak uyduramıyoruz, isteklerimiz yaşanması gereken hayattan ayrı kaldı, bir birlerine o kadar zıt, o kadar uzak ve çelişkili ki bazen ne istediğimizi bilemez duruma geldik. Ayrı tuttuk herkesi her şeyi kendimizi kaf dağında görür olduk. Sınıflar koyduk aramıza kendimize ait bir dünyada kendi dertlerimizle kavrulduk o kadar. Düşüncelerimize gem vurdular, hayallerimizi satın aldılar, umutlarımız hep yarınlarda saklı kaldı, beklide kayboldu bizler farkında değiliz.

   Bize ne oldu böyle, daha dün gibi hatırlamıyor musunuz  bayramları iple çektiğiniz günleri, omuz  omuza oyun oynadığımız arkadaşlıkları, hani bisiklete ilk binişinizi, ilk misketiniz olduğu günleri, hani sizler saklambaç oynardınız arkadaşınız saklanır ve sis arardınız. Oyunlarda bile arardınız bulmaya çalışırdınız 5 dk. Önce gördüğünüz arkadaşınızı bulmaya çalışırdınız. Oturur uzun uzadıya sohbet ederdiniz. En meşhur şarkıyı söylerdiniz oda size eşlik ederdi nakarat kısmında, bazen kavga ederdiniz. Ama bir gece sonra biterdi ayrılıklar tekrar beraber olurdunuz çünkü ayrı kalamazdınız. Tek bildiğiniz dünya o küçük mahalleydi aslında ve sizler hep birlikte pikniğe giderdiniz. Sizler aslında her zaman birliktiniz. Bir kişinin derdi herkesindi annelerinizden babalarınızdan bunu görürdünüz. Hatırlıyor musunuz anneleriniz yemek yapar ve komşusuna da ikram eder bir tabakla sizleri kapı kapı yollardı. Bunlar size verilmiş bir görevdi aslında. Hep beraber yemek beraber gülmek beraber ağlamak bizim görevlerimizdi.

    
Şimdi ise zaman kavramından şikayet eder olduk. Hiçbir zaman bunlara ayıracak zamanımız kalmadı. Tek gülmelere alıştık. Yalnız yemeklere. Yalnız başımıza düşünür olduk. Her işin üstesinden tek başına gelebilen her birimiz birer Süpermen olduk. Bizler zamanla olgunlaşmadık yalan. Biziler zamanla çizgi film karakterlerine dönüştük

anlamak gibi

anlamak gibi...
hissedersen bir bedeni parmak uçlarınla
yada solumak gibi hayatı umarısız ve
duyarsızca...
rengarenk atlı karıncalarda eğlenen çocuk
yalızsa...
başını ellerine koymuş adam
şiir yazmaya kalkışırsa...
kayda değer bişey kalmamışsa
yada anlamını yitirmişsse zaman genç bir kız
günlük yazmıyorsa...
yada coğrafyanın herhangi bir yerinde bir kadın
yanlızsa..
sunuyorsa bedenini tanımadığı bir yabancıya..
ya da bir erkek kaldırım kenarında kan dolu gözlerle
çığlık atıyorsa hayata....
hayat yaşanmıyorsa...
yanmışsa tüm yağmur ormanları..
tanrı gözyaşlarını akıtmışsa sonsuzluğa umutsuzca..
tüm dünya lal olmuş,
sokakları sessizlik kaplamışsa.
insanlık suda nefes almaya zorlanıyorsa.
aşıklar el ele tuşmuyor.
annelerin yüreği taşa dönmüş
ağlayan bir çocuğu kimse takmıyorsa...
güneş doğmuyor mesela
yıldızlar geceye küsmüşte olabilir.
gırtlağına kadar batmıştır bir şair.
yaşamı ayakta tutmaksa bütün mucize
sen olur,o olur, bu olur
içinde umut geçen  kavramlar bitmedikçe
hayatın anlamı olur her şair bir insan
her insan aslında bir şair olur..

Sözler...

Bazen anlamsız gelir sözler, bazen de bir o kadar manalı. Bazen boş verir sözler, bazen de bir o kadar ısrarcı. Duramadığımız için yaşadığımız bu gezegende, sözlerde bizlerde kayıp ve yitiğiz...
evet. Blogger tarafından desteklenmektedir.
You can replace this text by going to "Layout" and then "Page Elements" section. Edit " About "

Popular Posts

About Me

Blogger templates

Followers

Blogroll

Popüler Yayınlar

Text Widget